Çeşme Arçelik Servisi | 444 1 494

bugunku bolumun sonu hafif bir opucuk degil de, nihal kisisinin elini battaniye altina sokup sivazlama seklinde bitirilseydi daha mantikli olurmus. sonra utanip kacmasi daha bir anlamli olurdu sanki... Çeşme Arçelik Servisi | 444 1 494 bunun örnekleri oluyodur kesin hep de, söylemezsem çatlarım ya o nası bi ailecek film izlemektir arkadaş. aranızdan birisi de gerçekten filme baksaydı ölür müydünüz anlamadım ki. o onu kesiyo, öbürü başkasına halleniyo, bi tanesi başka bi tanesine pis pis bakıyo. bu ne lan. o zaman ''yemekten sonra hep beraber bi film izleyelim mi la'' diyceğine, ''ya arkadaşım şu salonda bi toplanalım da şöyle bi ağız tadıyla bakışma seansı düzenleyelim'' deseydin daha dürüstçe bi davranış olmaz mıydı. ayırca bu tür dizilerdeki ''yaptığını on saniye sonra farkedip şaşırma'' olayına da takmış durumdayım. ya sevgili dostum deminki de sen değil miydin. gayet de bilinçli orasını burasını yokluyodun behlülün. ondan sonra da birden aman allahım ne yaptım ben falan. koşarak kaçmalar. oldu canım oldu. biz de inandık sana. teallaam yaa.

çeşme arçelik

reklam olayında, "biz de çağrı merkezimizin reklamını yapalım," yöntemine geçmişler. yalnız çağrı merkezinin reklamı yapılmaz ki, bildiğin çağrı merkezi neticede. ne biliyim iyi de değil kötü de değil ama anlayamadım. tek bir oda içinde 3-5 çağrı merkezi görevlisi "her an hizmetinizdeyiz" cümlesi kuruyor. şöyle ilginç bir reklam çekeymişsiniz? türkiye'de şuana kadar rastladığım en iyi çağrı merkezi ekibini kurduğu için reklamını yapmasını da normal buluyorum. 2 kere çok acil bir yardıma ihtiyacımız varken aradık ve hiç lafı gevelemeden direk hallettiler ve pazar sabah olmasına rağmen hemen servis bizimle irtibata geçti ve yarım saat sonra da kapımızdaydı. böyle olunca insan, bunca parayı boşuna vermedim hiç değilse diye düşünüyor.

Çeşme'deki oteller

akhileus un zırhı adına düzenlenen ve tahta at yapılmasını içeren küçük ilyada adlı eser phokaialı thestorides e yakıştırılır. bir görüşe göre de homeros thestorides e phokaia da bu konu da ilham vermiştir. bir phokaia kolonisi olan elea, ileride zenon ve parenides gibi iki büyük filozofu düşünce dünyasına kazandıracaktır. phokaia elektron adı verilen altın ve gümüş alaşımından yapılmış dönemin piyasasında oldukça kıymetli olan paraları ile de ünlüydü. phokaialıların yazıyı fransa kıyılarına götürdüğü ve akdeniz sahillerine zeytinciliği yaydığı da foça da 1913 yılında kazı yapan felix sartius tarafından bildirildi. ayrıca phokaia nın mor renkli boyası da çok sözü edilen bir üründür. antik bir geleneğe uyarak delphi deki kahine başvuran phokaialılar kahinin artemis in koruyuculuğunda denize açılabileceklerini müjdelemesi üzerine gemilerinin kutsal ateşini birbirine çok uzak bulunan kıyı kentlerine taşıdılar.o dönemlerde denizcilikteki ustalıkları ile ün salan phokaialılar karadeniz den batı akdeniz e hatta mısır a kadar geniş bir bölge içinde yayılarak en çok koloni kuran hellen kentlerden biri oldular. m.ö. 6. yüzyılın ilk yarısında tarih açısından en önemli olay pers egemenliğinin yayılmasıydı. anadolu kentleri birer birer kyros dareios un karşısında yenik düşüyordu. milattan önce 546 yılında pers komutanlarından harpagos phokaia kentini kuşattı. bu da phokaia nın bugüne kadar yaşadığı altın çağının sona erişi oldu. phokaialılar teslim olmaktansa gemilerine değerli eşyalarını yükleyerek sakız adasına doğru yola çıktılar. giderken de köle olmaktansa yurtlarını kaybetmeyi göze alarak asla phokaia ya dönmeme yemini ettiler. daha sonra vatan hasretine dayanamayıp dönenler çıkmışsa da diğer bir kısım phokaialılar korsika ya ulaşarak buradan kısa zamanda akdeniz ticaretini ele geçirerek bir kolonizayson hareketi başlattılar. phokaialılar ın yayılması etrüsk kartacalıları rahatsız etti. aralarında çıkan savaşta phokaialıların donanması yok edildi. ülkelerinde kalan phokaialılar ise pers hakimiyetine karşı kurulan 12 ion kentinden oluşan ion donanmasına katıldılar. 350 parçalık donanmaya 3 parça gemiyle katılmalarına rağmen donanma komutanlığına phokaialı dionysios seçildi. ionyalı komutanlar m.ö. 494 yılında lade adasında toplanarak savaş meclisini kurdular. dionysios un mecliste bıçak sırtı üzerindeyiz, ya özgür ya da köle olacağız diye başlayan konuşması güçlü bir başlangıç olduysa da kara savaşçılarının deniz disiplinine yatkın olmamaları ion birliğini yıprattı. pers donanması büyük bir yenilgi aldı. ion kentleri pers hakimiyetine girerken phokaia da savaş sonrası vahşetten payını aldı.

Çeşme Arçelik Servisleri

barbun balığı konusundaki ünü çiftlikköyün hemen arkasındaki tursite koyundan gelen tatil beldesi.. güzelim tursite koyunu, kum beach olup satılmadan birkaç sene önce, çeşme-kuşadası yolculuğumuz sırasında tanıdım.. çiftlikköydeki küçük barınaktan sabah çıkmak için niyetlendik ama çıkışımız saat 4ü (dört) buldu.. (bkz: anne faktörü) dolasıyla yarım mil kadar gidip turiste koyunda demir attık ve demir atmışken gittik bir de barbun ağı attık.. sonuçta o barbun ağından çıkan balıklar, dev buzluğumuz olmadığından bozulma tehlikesi ile karşı karşıya kaldılar.. sizin de anlayabileceğiniz gibi barbunlar sayesinde bir ingiliz, iki fransız, beş de kedi tanımış olduk.. hepsi çok iyi insanlardı, tabi bir de hayvanlardı*.. her neredeysen captain harry cook.. şu an gidip ağ atsak, artık çıkar mı, çıkarsa ne kadar lezzetli olur o barbunlar, bilemiyorum.. bu metnin anadüşüncesi: çeşme, sadece birkaç kilo barbunla böyle birleştiriyor insanları.. lütfen daha fazla satarak, parselleyerek mahvetmeyelim her şeyi..